DOLAR
41,7228
EURO
48,7083
ALTIN
5.411,10
BIST
10.756,27
Adana Adıyaman Afyon Ağrı Aksaray Amasya Ankara Antalya Ardahan Artvin Aydın Balıkesir Bartın Batman Bayburt Bilecik Bingöl Bitlis Bolu Burdur Bursa Çanakkale Çankırı Çorum Denizli Diyarbakır Düzce Edirne Elazığ Erzincan Erzurum Eskişehir Gaziantep Giresun Gümüşhane Hakkari Hatay Iğdır Isparta İstanbul İzmir K.Maraş Karabük Karaman Kars Kastamonu Kayseri Kırıkkale Kırklareli Kırşehir Kilis Kocaeli Konya Kütahya Malatya Manisa Mardin Mersin Muğla Muş Nevşehir Niğde Ordu Osmaniye Rize Sakarya Samsun Siirt Sinop Sivas Şanlıurfa Şırnak Tekirdağ Tokat Trabzon Tunceli Uşak Van Yalova Yozgat Zonguldak
İzmir
Yağmurlu
18°C
İzmir
18°C
Yağmurlu
Perşembe Az Bulutlu
21°C
Cuma Açık
23°C
Cumartesi Parçalı Bulutlu
24°C
Pazar Parçalı Bulutlu
23°C

Geçmeyen öksürüğe dikkat! Reflü belirtisi olabilir

Geçmeyen öksürüğe dikkat! Reflü belirtisi olabilir
01.10.2025 11:13
A+
A-

Türkiye’de reflü ve mide fıtığı vakalarının görülme sıklığı son yıllarda hızla artıyor. Medicana International İzmir Hastanesi Gastroenteroloji Uzmanı Prof. Dr. Ahmet Yekta Tüzün, bu hastalıkların yalnızca mide yanmasıyla sınırlı olmadığını, kronik öksürük ve ses kısıklığı gibi sinsi belirtilerle de ortaya çıkabileceğini söyledi.

Vakalar hızla artıyor

Mide fıtığı (hiatal herni) ve gastroözofageal reflü (GERD), yaşam kalitesini en çok etkileyen sindirim sistemi hastalıkları arasında yer alıyor. Prof. Dr. Tüzün, reflünün Batı toplumlarında her 5 kişiden birinde görüldüğünü, Türkiye’de ise erişkinlerde prevalansın yüzde 15–20 seviyelerine ulaştığını aktardı.

“Son 20 yılda obezite ve yaşam tarzı değişiklikleriyle bu oran 2–3 kat arttı. Mide fıtığı ise toplumun yüzde 10–20’sinde saptanırken, 60 yaşın üzerindekilerde yüzde 50’ye kadar yükseliyor” dedi.

Sinsi belirtilere dikkat

Hastalığın bilinen şikâyetleri arasında göğüs kemiği arkasında yanma, ağza acı-ekşi su gelmesi ve yutma güçlüğü yer alıyor. Ancak Prof. Dr. Tüzün, kronik öksürük, ses kısıklığı, boğazda takılma hissi ve diş çürüklerinin de reflünün habercisi olabileceğini vurguladı. Bu atipik belirtilerin gözden kaçması halinde tanının gecikebileceğini söyledi.

Risk faktörleri arasında yaşın ilerlemesi, obezite, sigara ve alkol tüketimi, gebelik, ağır kaldırma ve kronik öksürüğün yer aldığına dikkat çekti.

Alarm semptomlarında vakit kaybedilmemeli

Tanıda hastaların öyküsünün yol gösterici olduğunu belirten Prof. Dr. Tüzün, gerekli durumlarda endoskopi ve pH ölçümlerinin devreye girdiğini ifade etti.

“Yutma güçlüğü, kilo kaybı, kanama ve kansızlık gibi alarm semptomları varsa, vakit kaybetmeden endoskopi yapılmalı” uyarısında bulundu.

Uzun süreli ilaç kullanımına uyarı

Reflü tedavisinde yaygın olarak kullanılan proton pompa inhibitörlerinin (PPİ) kısa süreli kullanımda güvenli olduğunu kaydeden Prof. Dr. Tüzün, uzun vadede bazı risklere dikkat çekti:

“B12, magnezyum ve kalsiyum eksiklikleri, osteoporoz, böbrek hastalıkları ve bağırsak enfeksiyonları görülebilir. Ayrıca kalp-damar hastalıkları ve demans ile olası ilişkiler üzerine de veriler gündeme gelmeye başladı.”

Yeni nesil tedavi yöntemleri

Cerrahiye alternatif olarak geliştirilen endoskopik yöntemlerin umut verici olduğunu söyleyen Prof. Dr. Tüzün, transoral fundoplikasyon (TIF), Stretta ve ARMA gibi yöntemlerin daha az invaziv olması ve kısa iyileşme süresiyle öne çıktığını belirtti.

“Henüz standart tedavi olmasa da, bu yöntemler seçilmiş hastalarda başarılı sonuçlar verebiliyor. Uzun süreli ilaç kullanımının riskleri arttıkça, gelecekte endoskopik yöntemlerin standart tedavi seçenekleri arasına girmesi muhtemel” dedi.

 

Yorumlar

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu yukarıdaki form aracılığıyla siz yapabilirsiniz.