Bugün medyada yazan bir haber okudum.
Barış Yarkadaş (CHP eski Mv.)
“CHP gurup başkanvekili A. Mahir Başarır, İstanbul Ataşehir Bşk.nın Yargıtayda bir işini gördü. Karşılığında da Mersin Mv.oldu.”
Diye TV’lerde konuşuyormuş.
Buradan hatırıma geldi. Belki çok merak edenler vardır. Ben nasıl AK PARTİ İzmir Milletvekili oldum?
2002 yılında İzmir Ticaret Borsası ve VOB Başkanıydım.
Ayrıca 2001 yılındaki hükümet tarafından üçlü kararname ile Tarım Satış Koop.Birlikleri Yeniden
Yapılandırma ( YYKrl.) üyesi olarak göreve atandım.
Ayrıca Ege ve diğer TV’lerde Tarım Programları yapıp sunuyordum.
(Ekotarım)
TOBB tarım Meclisi Başkanlığı görevim de vardı.
Çok yoğun çalışmalarım vardı.
2002 seçimleri için üç partiden milletvekilliği önerisi aldım.
AK Parti’nin kadroları ve fikirleri benimle örtüştü.
2002 seçimlerinde aday oldum.
İzmir 1. Bölge 6. sıra adayı oldum.
Milletvekili adaylığım için Masrafım; adaylık başvuru parası yanılmıyorsam 2000₺ ve bir de fotoğraf vb. masraflarım hepsini toplasanız 4000₺ geçmez.
2002 seçilemedim.
2007 seçimlerinde tekrar müracaat ettim.
İzmir 1.bölge 5 sıra adayı oldum ve İzmirli seçmenlerin oyu ile TBMM seçildim.
AK Parti adaylık ücreti 4000₺
Fotoğraf, poster vs masraflarım 3000₺
Yani, normal geliri olan bir insanın aile bütçesini aşmayacak miktar harcama.
Ne aracım vardı ne birilerine veya partiye, yüklü bağış hiçbir şey yok.
Zaten başka türlüsünü düşünemem.
Ak Partimin yetkilileri ne böyle bir imada ne de talepte bulundular.
Böyle olunca TBMM çalışmaları ve parti çalışmalarında tüm emek ve bilgimle ülkemin, şehrimin ve partimin hizmetinde oldum.
Etrafa bakınca medyada doğru veya yanlış yazılanlar söylenenlerden, milyon dolarlardan ve benzeri akçeli işlerden bir yerde tiksiniyorum.
TBMM milletin vekilliği için para verirsen onun mislini çıkaracağım diye çok fazla zehirli işlere girersin.
Aile bütçeni sarsacak büyük masraflara girersen, kendi geçim bütçeni delersin.
Başkasının emrine girersin. Hiyerarşik disiplin düzenini bozarsın.
İçerden veya dışardan emir alırsın.
Demokrasi ve siyaset, bu değil.
Siyaset kurumu hiç değil!
Hele muhalefet milletvekilliği Belediyelerle akçeli ilişki kurmakta değil.
İktidar muhalefet milletvekili kim olursa olsun çok dikkatli ve örnek tavır içerisinde olmalılar.
Temiz toplum. Temiz siyaset.
Temiz siyasetçi.
TBMM gazi meclis zaman zaman yolundan sapanları görmüş ve bunlar da adalet önünde cezalandırılmıştır.
Her toplumun içinde zayıf karakterliler olabiliyor.
Ama bunlar hiçbir zaman esası temsil etmezler.
Çeşitli maddi manevi menfaatler karşılığı bulunduğu siyasi partiyi değiştirenlerde olabilirler.
Ancak bu gibiler de Bir dönemde tüm milletvekilleri sayısından, iki elin parmaklarını geçecek sayıda değiller.
Ama “sinek küçük mide bulandırır” misali.
Türk Siyasetine zarar veriyorlar.
Partilerin yönetimlerine düşen, ilerde bu duruma meydana gelmemesi için partilerinin aday ve üyelerini yönetimlerini seçimlerini çok titiz yapmaları şarttır.
Aksi takdirde;
Yönetimini, partisini arkadaşlarını,
Genel Kurulu, Kurultayı herkesi satarlar.
Bu gibiler parayla gelirlerse de acil olarak hukukla gitmeliler.
Ait olduğu siyasi kurumu, TBMM ve Türk Siyasetini kirletmelerine izin verilmemeli.
Temennim ikinci Yüzyıl Demokrasimiz Cumhuriyetimiz bu gibilerle hiç muhatap olmasın.