DOLAR
41,3896
EURO
48,7633
ALTIN
4.863,77
BIST
11.048,11
Adana Adıyaman Afyon Ağrı Aksaray Amasya Ankara Antalya Ardahan Artvin Aydın Balıkesir Bartın Batman Bayburt Bilecik Bingöl Bitlis Bolu Burdur Bursa Çanakkale Çankırı Çorum Denizli Diyarbakır Düzce Edirne Elazığ Erzincan Erzurum Eskişehir Gaziantep Giresun Gümüşhane Hakkari Hatay Iğdır Isparta İstanbul İzmir K.Maraş Karabük Karaman Kars Kastamonu Kayseri Kırıkkale Kırklareli Kırşehir Kilis Kocaeli Konya Kütahya Malatya Manisa Mardin Mersin Muğla Muş Nevşehir Niğde Ordu Osmaniye Rize Sakarya Samsun Siirt Sinop Sivas Şanlıurfa Şırnak Tekirdağ Tokat Trabzon Tunceli Uşak Van Yalova Yozgat Zonguldak
İzmir
Açık
29°C
İzmir
29°C
Açık
Cumartesi Açık
30°C
Pazar Açık
32°C
Pazartesi Açık
30°C
Salı Az Bulutlu
30°C

Tuğrul Yemişçi

AK Parti İzmir 23. Dönem Milletvekili

    Güzel İzmir

    22.08.2025 19:42
    A+
    A-

    İzmir’den konu açıldığında özelliklerinden öne çıkanlarını sıralasak, şunları söylerdik;

    “Fuarlar şehri”

    “Egenin İncisi”

    “Anadolu’nun batıya açılan kapısı”

    “Türkiye’nin ihracat kapısı”

    “Yeşili en çok olan illerimizden”

    “Emekliler şehri”

    “Trafiği rahat yaşanacak kent”

    “İncir, üzüm, pamuk, tütün. EGENİN üstün kaliteli ürünlerinin ihraç kapısı”

    “Levanten iş insanlarının ticaret şehri”

    “Futbolun ilk oynandığı şehir”

    “İlk tarım ürünleri borsasının kurulduğu şehir (1891)”

    “Atatürk’ün Birinci İktisat Kongresini yaptığı Kent (1922)”

    “Türklerin Anadolu’da ilk deniz savaşında galip geldiği şehir”

    (Çaka Bey) 1081

    “Dokuz Eylül 1922’de kurtuluş savaşımızın zaferinin, düşmanın denize dökülüp de ilan edildiği şehir”

    “Sekiz bin yıllık tarihi olan, antik zamanda ve sonrasında her devirde öne çıkmış hareketli bir liman kenti”

    “1081 de ilk olarak Türklerin, Çaka Bey’in denizden fethettiği İzmir”

    “Timur’un da fethettiği kent”

    “Sonrasında Selçuklular Umur Bey daha sonra 1425 Aydınoğulları’nın Osmanlı’ya katılmasıyla Osmanlı Kent’i olan İzmir”

    Osmanlı’nın Halep, İstanbul şehirleriyle yarış eden ticaret şehri İzmir.

    Şehrimiz her devirde bu kadar önemli olabilmiş bir tarihi kent.

    Cumhuriyet sonrasında da önemi devam etmiş bir ticaret ve tarım şehridir.

    1950, çok partili demokrasiye geçişin de öncüsüdür İzmir.

    Bu özelliklerinin yanında sekiz bin yıllık geçmişi bulunan, Bayraklı kazıları, her daim turizm için ilgi çeken bir şehir olmuştur.

    Efes, Bergama, Torbalı, Seferihisar, Urla M.Ö ve M.S antik kazılarda çıkan kalıntılarıyla anılmış ve ziyaret edilmiştir.

    Selçuk Meryemana kilisesi hristiyan aleminin hac yeri olmuş. Defalarca ROMA’dan Papalar her devirde ziyarete gelmiştir.

    İzmir’imizi ancak bu kadar kısa bir özgeçmişle özetleyebildim.

    Cumhuriyet sonrası ve son 30 yılda aşırı nüfusa ulaşan şehir (4,5 milyon) her yönden S.O.S vermektedir.

    İhracatın yegane kapısı, Enternasyonal Fuarı, emeklinin sakin ve ucuz yaşayabileceği kent, yeşili mavisi özellikleri yok olmuştur.

    Ünlü limanının bulunduğu körfezi çamurdan kokudan geçilemez olmuştur.

    Kordonunun imbatı denizin o güzel kokusunu artık insanlara ne yazık ki soluklatmıyor.

    Gecekondu yapılaşması en çok olan, Türkiye’nin ikinci şehri oldu.

    Şehrin içme suyu sıkıntısı, en son otuz beş yıl öncesi yapılan baraj yatırımından sonra dağlanmıştı.

    Otuz yılda yeni bir gelişme olmadığından yine su sıkıntısı başlamıştır.

    Çöp konusu İzmir’i ilginç bir duruma sokuyor.

    Türkiye’nin katı atık bertaraf tesisi olmayan üçüncü büyük kenti unvanını aldı.

    Çöpler sokaklarından taşıyor.

    Bu kadar geri gitmiş her geçen gün adeta eriyen İzmir.

    Otuz yıldır ayni siyasi partili belediye başkanlarınca yönetiliyor.

    Neden?

    Başkanların şehri yönetmedeki üstün başarılarından mı?

    Hayır.

    Yukarıda gelinen nokta ve kayıp ettiklerimizin bir kısmını sıraladım.

    Şehrin yarısından biraz fazla yaşayan hemşerisi daha başka başarılara bakıyor.

    “İzmir’in dağlarında çiçekler açar.”

    Bu güzel İzmir marşımız, kurtuluş mücadelemizin noktalandığı şehrimizin marşı.

    Adeta bu bize yeter. Hizmetin en büyüğü budur dercesine, bununla idare edin.

    Şehir gelişmese de hizmet almasa da Türkiye ve Avrupa ölçeğinde gelişme olmasa da bize yeter diyenlerin algısı var.

    Kardeşim;

    Otuz yıldır yönetim sizde.

    Hem dağlarımızda çiçekler devamlı açsın.

    Sokaklarımız temiz, trafiğimiz rahat, huzurlu güvenli temiz ve modern şehir olalım.

    Hayır hayır!

    Bize bu kadarı yeter.

    Atatürk, rahmetli annesinin mezarı.

    Eşinin Uşakizade konağı, hatıraları.

    Dokuz eylülde İzmir’den düşmanı denize döktük. Bunlar bize yeter.

    Bunları ret eden inkar eden yok ki.

    Hayır hayır!

    Cumhuriyet, Atatürk, İktisat Kongresi, Demokrasi …

    Bu şehirde sizlerin dışında, yönetime talip olanlar, Cumhuriyet, Atatürk, yaşam tarzı. Rakı, balık Kordon.

    Gevrek, boyoz, bira.

    Karışan mı var?

    Şehri modern kent yapıp bu yüzyıl başı ve öncesi ile otuz yıl önceki parlaklığına getireceğiz, diyenler iktidarı istiyorlar.

    Gelin hep beraber kendimizi ileriye götürecek, hakikaten yaşanması kolay ve güzel olacak, yeniden Akdeniz’in ünlü liman kenti yapacak. Çöpünü, kokusunu, çamurunu yok edecek. Suyunu halledecek birisini seçelim.

    İzmir ve İzmirli hemşeriler kazansın, yook! biz böyle iyiyiz.

    Eski hatıraları gençlere anlatırız. O güzelim Egenin incisi, Akdeniz’in göz kamaştıran liman kenti İzmir böyle kokulu, pis, çöpü toplanamayan, suyu kesintilerle kısıtlanan, olsun yeter bize.

    Bir seçim dönemi beş yıl.

    Beğenmezsen yetki sende, öbür seçimde sandığa gömersin.

    Yok yok biz “modern” İnsanlarız…- Kardeşim senin modernliğin, şehrin temizliği, rahatlığı güzelliği sağlandığında daha çekici daha ekonomisi ve yapısı düzgün olmaz mı?

    Yok yok bizi ellemeyin kardeşim, biz “modern” insanlarız çünkü siyasi partimiz budur….

    Biz Cumhuriyeti kuran partiyiz..

    İyi kardeşim kimse sana kurmadın, Atatürk ilk genel başkanınız değildi demiyor.

    Atatürk de böyle modern gelişmiş bir İzmir görmek isterdi.- Olmaz kardeşim biz bu duruma razıyız. Yeter ki öbür partili gelip eser falan yapmasın. İzmir’in bu hali daha iyi.

    Son söz;

    Yapacak bir şey yok!

    Kendi isteyen seçtiğini yaşar.

    Sandıkta demokrasi var, sonucuna saygılıyız.

    Fakat küçük bir sorun var.

    Yarıya yakın seçmeyen İzmirli de bu sıkıntıyı yaşıyor.

    Bakalım nereye kadar?!

    Yorumlar

    Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu yukarıdaki form aracılığıyla siz yapabilirsiniz.