Dijital mecra ve basının görseli, basılısı, dijitali olanları, aynı gün inceleyin. Objektif olanını zor bulursunuz.
Gözlerini yalnız kendi tercihi istikametine dönmüş vatandaş, bana göre çok çabuk manipüle edilen kitle.
Örnek Çeşme yangını.
Ünlü bir muhalif TV. yangın haberi veriyor. “Ciğerlerimizi yaktılar. Sözde yangın söndürmeye gelen bir helikopter. Boş geliyor, su almaya gidiyorum diyerek kayboluyor. Göstermelik gelmiş, müdahale maalesef yok.”
” Ardından bir de; işte THK uçakları yok edildi onun için yangın söndürme altyapısı yok ..”diyor.
Bu haberi veren ünlü bir muhalefet TV kanalı.
Ayıptır, yaptığın muhalefet değil halkı kışkırtmaktır.
Bu yalan haberi sen muhalif ağızsın doğru söylersin diye kabul eden CHP tercihi olan vatandaş hemen alıyor ve inanarak yayıyor.
Geçen gün tanıdığım bir dostum. Bana ısrarla bunu söylüyor. İktidar İzmir orman yangınları için böyle yapıyor diyor.
Onun kabahati yok aslında ama, belki şu eksiği olabilir. Haberleri tek gözle izlemek.
Havada mücadele eden helikopterler, uçaklar ve yüzlerce yer ekiplerinin çalışmasını veren onlarca basın kuruluşu var.
Açıp görse bunu söylemeyecek, günahsız insanlara iftira atıp tutmayacak.
Bu son Çeşme yangınında bizzat ben şahit oldum. Etrafımız yanıyordu. Helikopterler enaz 6 adetti. Sitedeki evimizin önünden denizden iki gün boyunca su aldılar.
Üçüncü gün evlerin, yerleşim yerlerinin önlerinde yer ekipleri devamlı önleme yaptılar. Hepsinin emeklerine sağlık.
Bir de iktidar veya muhalefet belediye ve diğer kurumlar arası ayrım yapanlar var.
Yazıktır. Emek hırsızlığıdır.
Afette çalışanların tarafı mı olur yahu?
Koca koca basından arkadaşlarım var.
Herkes kendi meşrebine göre yazıyor.
İlk önce temiz kalp ve vicdan..
Yoksa otuz yıl, kırk yıl kendine ben gazeteciyim desen ne kıymeti var. Konu at gözlüklü siyasi bakış olunca maalesef akıl ve sağduyu yok oluyor.
Aynı şu Belediyelerdeki olayların son zamanlarda çorap söküğü misali çözüldükçe çözülmesi gibi.
Yolsuzluğun raporunu kendi iç denetimi tespit ediyor. Savcılığa suç duyurusunda bulunuyor. Yine de siyasi tavırla, -iktidar CHP’den korkuyor- diyerek savunma yapıyorlar.
Vatandaşa kentsel dönüşümden ev vereceğim diyor.
Sayı kısıtlı olunca ilk tercih kendi partilisi, onlara inanan vatandaşlar.
Hemen paralar yatırılıyor. Kooperatifler kuruluyor. Kooperatif başkanı İzmir CHP il Başkanı (şimdiki)
Verilen paraların karşılığı olmadığını iddia eden kooperatif ortakları partilileri.
Bakıyorlar iç edilen paralar ve yolsuzluklar var.
Belediye ve şirketleri ile iç içe bu kooperatifi Her makama şikayet ediyorlar.
Detayı uzatmayayım.
İzmir Çevre Şehircilik Md. inceleme yapıyor. (Yapı kooperatiflerinin sorumlu olduğu müdürlük)
Onlarında müfettişleri kooperatif yönetimini eksik ve kanunsuz olaylardan dolayı İzmir C.Savcılığına bildiriyor.
Neticede üç ayrı şikayetçi ve raporlayıcı yerin suçlamaları birbirini tutunca, malum kişiler gözaltına alınıyor ve bir kısmı tutuklanıyor.
Eski Belediye Başkanı Soyer, CHP il Başkanı. İZBETON belediye şirketi yöneticileri genel müdürleri vs.
Şimdi bu olayın neresi siyasi işlem?
CHP seçim kazanacakmış da onun için iktidar rakip görüp böyle bir suçlama yapmış.
Muhterem CHP’li İzmirli hemşerilerim.
Bakınız sizlerin yıllardır temiz demokratik tercihinizle oylarını alanlar neler yapmışlar.
Bu yolsuzluklarda buharlaşan paralar da ayrıca tek başına sizlerin değil. Her partiden 4,5 milyon İzmirlinin parası.
Anladığım kadarıyla tüm belediyelerde temiz eller operasyonu başlamış.
Bu soruşturmaların ve davaların partisi ve partilisi ayırt edilmez.
Esas olan yolsuzluk yapılan belediyedir.
Vatandaşa düşen görevde elinde belge bilgi veya şahit olunan bir yolsuzluk biliniyorsa hemen savcılıklara suç duyurusu ihbarı yapınız.
Bu işlerin iktidar partisi muhalefet partisi mi olur?
Ayrıca savcılıklara ben suç duyurusu yaptım işte belgesi.
Ama hiçbir işlem olmadı diyebilen varsa onlar dan elindeki belgelerle basına gitsinler. İfşa ettirsinler.
Efendim bu kirli işler ve ilişkileri sadece CHP’li belediyelerim yapıyor diye, hırsızı korumak sizler, dürüst vatandaşlara da yakışmıyor.
Bir AK Partili belediyenin yolsuzluğunu belgeli ortaya koyan (dedikodu değil) vatandaş varsa, inanıyorum ki ilk önce onu AK PARTİ içinde tutmaz.
Ben şahsen bir saniye bile hırsızı savunmam.
Onun kabahatini canhıraş niye savunayım ki.
Tabi kendinden şüphen yoksa bunu yaparsın.