İzmir’de CHP ilçe kongreleri, parti içi yaşanan olaylar gölgesinde devam ediyor. İddialar, mahkemeler, gözaltılar, kayyımlar, istifalar, transferler partide ilçe kongrelerini durduramadı.
Hatta, belediyelerde yaşanan eylemler ve sokakları çöp dağlarına dönen ilçelerde, o pis kokuların altında kongreler sürüyor.
Ve çoğu tek adaylı kongreler!…
CHP eski İzmir Milletvekili Gazeteci meslektaşım Atilla Sertel’in parti değiştirenlere yönelik eleştirisinde kullandığı “Parti içi demokrasiyi katletmeyecektiniz” ifadesinde vurgu yaptığı gibi, bu partide yarış da kalmadı.
Burada en çok dikkat çeken; bir yanda çöpler, bir yanda kongreler…
İzmir’de belediye işçilerinin maaşları ödenmeyince hizmetler durdu, kentin sokakları çöplüğe döndü. Vatandaşlar kötü koku ve pislik içinde yaşarken belediyeler ise birbirini suçluyor. Buca’da çöp yığınları yükselirken Karşıyaka’da ise ‘yeterli bertaraf alanı yok’ bahanesi ortaya atıldı. Konak, Buca, Karabağlar da aynı…
Çöp dağları her geçen büyüyor, belediyeler bakıyor, kongre derdindeki adayların ise hiç umurlarında değil.
Merak ediyorum, kürsüye gelen tek aday başkan örgüte neler diyor?
“Belediyemiz çalışıyor, çöpler toplanıyor, maaşlar ödeniyor” diyebiliyor mu?
Delegeler, “Başkan sokaklar çöplük içinde, kokudan geçilmiyor, yakında hastaneler dolup taşacak, siz bize ne vaat ediyorsunuz?” diye sorgulayabiliyor mu?
Oysa, parti içi demokrasinin bir zamanlar yaşandığı CHP’de rakipli yarışlar olsaydı başkan adayları bu kadar rahat olur muydu?
İzmir’in çöp konusunda en dertli ilçesi Buca…
İki üç ayda bir çöpler toplanmıyor. Neden? Maaşlar ödenmiyor da ondan. Ama sorsan “İktidar bizi silkeliyor” derler. Ödeyen nasıl ödüyor? Neden hep Buca?
Üçüncü dönem seçilen, il başkanlığı için de hazırlık yapan Çağdaş Kaya’nın içi rahat mı? Ama olsun canım onlar için Deniz Yücel var ya!…
Bu kadar parti içi sorunlar varken, diğer yandan vatandaş hizmet beklerken, bırak kongre yapmayı nasıl uyuyorlar merak ediyorum?
