Ya bizler; futbolu da hakemliği de sporu da bilmiyoruz.
Ya da birbirimizi yemekten, engel olmaktan, çengel atmaktan gerçeği göremiyoruz.
Acı gerçek ortaya çıktı.
Biz bize yeteriz aslında ama.
Düşman olduk birbirimize.
Avrupa 2024’e İzmir’den üç isim gidiyor, başarılar gençler.
‘Baak VAR’a yabancı geldi her şey düzeldi’ diyenler, zannedenler.
Hadi biri bir kaçı öyle diyelim
Yahu hepsi mi kötü bizimkilerin, yerlilerin, vatandaşların, milletin.
Önce dön de kendine bak, kendimize bakalım.
Ne zaman biz bu hale geldik, kaç zamandır böyleyiz.
‘Biz bize yeteriz’den ‘Biz bize düşmanız’ kıvamına geldik.
Yeterlik bitti, düşman olduk.
Kulüplerimiz, takımlarımız Avrupa’da başarıdan başarıya koşsun diye ‘güzel ülkemin sahalarını yabancılarla doldurdular.
Bizim evlatlarım yedekte, anlı şanlı takımlarımız da hüsranda havlu attı.
Sonra da ‘yorgunluk’, ‘Zaman dar’ falan filan bahaneleri, topu başkalarına atma çabası kendini sütten çıkmış ak kaşık gösterme çabası.
Başka bir şey değil.
Pek yabancı hakemlerle dolacak her yer o zaman, daha çok mutlu olursunuz.
Gaflet dalalet hatta hıyanet içindesiniz.
Bakın dört hakemimiz 2024 Avrupa Futbol Şampiyonası’na davet edildiler.
3’ü İzmirli 1’i İstanbullu, canım ülkemden.
İsmen, özel istek.
Öyle herkesi çağırmazlar.
‘Buyrun gelin’ diyen de yabancılar.
Sizler yabancı istiyorsunuz ama bakın onlar da yabancı çağırıyorlar.
Demek ki işi biliyorlar, futboldan da toptan da hakemden de anlıyorlar.
Bu kadar basit.
Duygularınızı, egonuzu, vatandaşlığınızı bir gözden geçirin.
Bu konuyu açmak istemem ama, bakınız.
‘Dayanamadım çok sinirlendim’ deyip yumruk atılan FİFA Kokartlı hakemimiz Halil Umut Meler ismen davet edildi.
Kapak oldu.
Gururumuz oldu.
Aslında herkese, hepinize, hepimize ‘koca bir şamar’ gibi bir uyarıdır bu.
Hem de elin yedi kat yabancısından.
Harika iki yardımcı hakem.
Mustafa Emre Eyisoy.
Hakemliğe ilk başladığı günleri bilirim.
‘Adam olacak çocuk’ tee o günlerden belliydi, alnın teriyle bugünlere geldi.
Kapak oldu, örnek oldu.
Kerem Ersoy.
Bir hakeme bayrak, bu kadar mı yakışır.
Sanki ‘yardımcı hakem olsun’ diye yaratılmış.
Baba – oğul düşmanlığı da var ya, hani.
Baba Fahir Ersoy, dönemin çok kaliteli FİFA Kokartlı Yardımcı Hakemi.
Şu dönemde olsa sırf babası hakem diye, belki de kenara atılacaktı.
Yazık değil mi ?
Babasının adıyla değil, abasının kalitesiyle bugünlere geldi.
Kapak olsun, örnek olsun.
Ve de VAR hakemi, Alper Ulusoy.
Alper’im de İzmir’imden.
O’nun da evvaliyatını bilirim.
Çeteci dediler, çeteden dediler hatta hepimize salladılar İzmir Çetesi dediler.
Elin yabancı ‘çeteci’yi seçer mi, alır mı, ülkesine davet eder mi, ulusal takımlarının maçlarını emanet eder mi ?
Demek ki bu da fos, koftiden, asparagas, saçma, uydurma çıktı.
Kapak olsun, örnek olsun, ders olsun.
Ülkemize ‘Yabancı VAR hakemini davet ediyoruz’.
Çareymiş gibi.
Onlar da bizimkilere güvenip, çağırıyorlar.
Nezaket filan değil.
Güvenmese, davet eder mi.
Halil Umut, Mustafa Emre, Kerem ile Alper.
İyi çaktı, vurdu gol oldu.
Finale kadar çıkarsınız inşallah, umarım.
Sizleri sırf Türk diye, tükaka etmeye kalkışan Türklere sesleniyorum.
Konuşunca mangalda kül bırakmazsınız.
Ne demişti Atam, Mustafa Kemal Atatürk ?
‘Ben sporcunun zeki, çevik ve aynı zamanda ahlaklısını severim’.
Duvarınıza asın, avucunuza yazın, dıt yapınca kartınız önünüze çıksın.
Okuyun, düşünün, anlayın.
Kapak olsun, örnek olsun.
Muhteşem Dörtlümüz hayranı olduğunuz Avrupa’da, Avrupalılarla.
Peki siz bu olayın neresindesiniz ?
Çok istiyorsanız.
Gidin başka ülkelere de.
Biraz nefes alalım, rahat edelim.
İşte o zaman.
Her şey çok güzel olacak…