Belediyelerin yaptıkları konserler son günlerde tartışma konusu oldu. Belediye bütçelerinden sanatçılara aktarılan on milyonlarla ifade edilen ücretler (bunlar üzerinden başka kaynaklara sızan kısımlar iddiası) olduğu da tartışılıyor.
Ben bu konunun dışında yine Belediyelerin bir başka yaygın uygulamasını yazacağım. Esnafın, ticarethane açanların konseri. Bunlar belediyenin harcaması değil, para kazandığı konser. Daha doğrusu vatandaşın, koro halinde seslendirdikleri “Ağıt”
Esnafın ve ticarethane sahiplerinin başına musallat olan, İŞYERİ AÇMA RUHSATLARI sıkıntısı. Her iş yeri açacak olan esnaf veya tacir vb. Mahalli Belediyeden işyeri açma ruhsatı almak mecburiyetindedir. (İlgili Belediyeler Kanunu) Belediyenin zabıtaları zaman zaman işyerlerini dolaşıp ruhsat kontrolü yapıyorlar. Görevleri bu. Bunun için kimse onları tenkit edemez. İşyeri açanların da ruhsat almaları ve bundan imtina etmemeleri gerekir.
Ancak birde madalyonun öbür yüzü var. Ona bakalım. Esnaf neden işyeri açma ruhsatı almıyor, aslında alamıyor. İlgili mevzuata göre istenilen belgelerde bilhassa bulunamayacak belge sorunu ortaya çıkıyor. İşte burada bürokrasi, iddia ediyorum bilerek yardımcı olmuyor. İşinden gücünden zaman ayırıp, ekmek teknesini kapatıp günlerce ruhsat almak için peşine düşen esnaf iyice sıkışıyor yine de almayı beceremiyor. Burada Belediyelerde gelir kaybediyor.
Ruhsatlandırma yaparken alacağı gelirden oluyor. Sebep ne? Bu konuda Hükümetler görevlerini yapmışlar. Yasalar çıkarmışlar. Defalarca imar afları çıkmış, hatta bazıları belediyelere resmen affı işleme koyma yetkisi ve emrini vermiş olmasına rağmen belediye bürokrasisi bilerek işlemleri kolaylaştırmıyor. Niye böyle oluyor? Adamını bul İşlerini hallet için mi? Tamda öyle. İşi yoğun bu gibi konulara fazlaca vakıf olmayan ve ‘Ver kurtul’a zorlanan esnaf ise iki arada bir derede kalıyor.
Çözüm; Ticaret odaları ve Esnaf Sanatkarlar Odaları ile belediyeler bu konuya acil çözüm getirmeliler. Bina eski yapım, sahipleri vefat etmiş. İstenilen evrakı ibraz edemese de aslında Belediye arşivinde var. Ancak binanın oturma raporu veya numaratajı kişilerde yok. Aslında bina resmî inşa edilmiş ruhsatlı veya kaçak yapılmış. Kaçak olsa yıkılması gerekir. Belediyelerin asli görevi. Yıkmazsa suç işlemiş olurlar. 20 yıldır belki 30/40 yıldır elektrik suyu var. Vergisini vermişler. Bu gibilere defalarca imar af yasası çıkmış ( kaçak olana) Belediyeler hala bu yasaları vatandaşa uygulamayıp bilerek işi yokuşa sürüyorlar. Zaten aksi olsa bu gibi kaçak, imara aykırı olan binaları binaları yıkmak o belediyenin görevi değil mi? Yıkılmadığına göre hepsi yasal binalar. Değil mi? O zaman niye vatandaşı bürokratlarınız zora sokuyor, –mühürlerim dükkanını- diye tehdit ediyor. Aslında, Resmî yoldan belediyelerde böylece gelirden mahrum oluyor. Lütfen Belediye Başkanları Gelir Müdürlerine sorsunlar. Bu yazdıklarımı dikkate alsınlar. Fakat bu tutumdan birileri kazanıyorlar. Zaten son günlerde, verdikleri konserleriyle sesleri ayyuka çıkan belediyelerimizdeki bu kakafoniye bir de bu işyeri açma ruhsatı sıkıntısı eklendi. Meslek odaları ve Belediyelerin acil çözüm bulup yürürlükteki vatandaş lehine olan yasaları uygulanmaları gerekmez mi? Esas olan, Belediye de kazansın esnaf da… Hani bağcıyı dövüp üzümleri yiyememek konusu. Üzümü birileri gayri meşru yoldan yesinler. Benim arzum, bu gelirleri Belediyelerimizin bütçesine katsınlar. Belediye başkanlarının gayesinin de bu olduğuna inanıyorum.