Aliağa Belediyesi Başkanı, şehrinde olmayan kanalizasyon sistemini kendisi yapmak için Büyükşehirden yetki devri istemiş.
İzmir TÜRKİYE’NİN üçüncü büyük kenti.
Çağ yapay zekâ çağı. Teknoloji çıldırmış.
İzmir’in birçok ilçesinde kanalizasyon yok!
Çoğu da denizle sıfır olan ilçeler.
Cumhuriyetin ikinci yüzyılında İzmir.
Hani dağlarından çiçekler açan İzmir.
Bu marş yazıldığında hakikaten, İzmir’i çevreleyen tepeler dağlar, böyle gecekondu veya beton yığını değilken. Laleler gelincikler, papatyalar onlarca çeşit kır çiçekleriyle bezeliydi.
Çok uzak zaman değil. Benim çocukluğum 1950ler böyleydi.
İşte o zamanlarda, İzmir’in, şehir içi kanalizasyon sistemi,1890’larda Fransızların yaptığı tuğla kemerle örülmüş, yeraltı geniş kanalizasyon sistemi vardı.
Tabii ki şehrin yüz elli yıl önceki nüfusu göz önüne alınıp yapılmış.
Nereden mi biliyorum?
Çarşıdaki mağazamızın sokağındaki kanal kazısını görmüştüm. Tıkanma olduğunda kazdılar. O yapıyı gördüm.
Ancak, eskiden yapılmış yuvarlak kanalların üzerlerini kırıp açtılar. Kapatırken üzerini beton kapladılar. Kanal hacmini yarıya düşürmüşlerdi. Çünkü kırdıkları tuğla tonoz kemeri yapmak zor diye.
Neyse yine arıtmaya döneyim.
Malum İzmir kokuyor.
Büyükkanal projesiyle yapılan sistem alarm veriyor. Körfez yeniden lağım çukuru oldu.
Bazı yerlerde kanal yetersiz veya arızalı. Teknik konu.
Bilemem.
Ama tüm hemşerilerim gibi bildiğim,
İZMİR, PİS ve KOKUYOR!
Belediye başkanı bu işi halletmek için kafa yormuş ve bir sonuca varmış. Arıtma sistemini özelleştirmek.
Buda bir şey.
Hiçbir şey yapmamak bu şehri bir iki dönemde ne hale getirdi?
Vaziyet ortada.
İşletme şartları şehrimiz kazanımı olacaksa karşı çıkmamak lazım.
Çöp, koku, pislik hiç İZMİR’E yakışmıyor.
Ayrıca ilçelerin durumu da pek iç açıcı değil.
Denize kıyısı olan ilçelerde kanalizasyon sistemi olmaması da çok utanç verici.
Hani mavi bayraklı plajları olan ilçeler.
Buralarda türlü yollarla yapılan binalar ve milyarlarca rant elde edenler.
Becerikli Belediyeler bu işleri bugünlere kalmadan halledebilirdi.
Bazılarında ise arıtma da yok.
Vatandaş ya kendi paket arıtma sistemi yapıyor.
Yahut da vidanjörler ile taşıttırıp gösterilen yere vahşi boşaltma yapıyor.
Bir de bu işler üstüne vazife olan Belediyenin İZSU idaresi var.
Su paraları içinde vermediği kanal, arıtma hizmetinin parasını alıyor.
Cemil Başkan,
İzmir’e bu sorun ve trafik sorunu için çözüm getirsin, isterse başka hiçbir şey yapmasın.
“Efsane Başkan” olur.
Hem de, yaptığı eser ve hizmet sayesinde…
