Evet doğru okudunuz. Bir zamanlar rüşvetçiye suçüstü yaptıran başkanlar vardı.
Şimdi ise baklava kutusundan euro fışkırıyor!
Oysa bir zamanlar, başkanların dedektif gibi çalışarak, rüşvet isteyen bir belediye çalışanını suçüstü yaparak kanuna teslim ettiğine tanık oluyorduk.
O zamanlar İzmir’in en büyük ilçesi Konak’ta 1999-2004 yılları arasında belediye başkanlığı yapan Erdal İzgi’ye ait bir haber küpürü elime geçti.
Dedektif gibi bir başkan diye kendisinde söz ediliyor.
Bir vatandaşın imar sorununu çözmek için, bir belediye işçisi 750 milyon lira rüşvet istemiş. Başkan İzgi de, emniyet güçleri ile hareket ederek, hatta parayı da cebinden vererek, rüşvete suçüstü yaptırmıştı.
Öyle ki; döneminde benzer operasyonlar gerçekleştiren Başka İzgi, 7 olayda, rüşvet ve zimmet suçu işleyenleri yakalatıp, adalete teslim etmişti.
Aynı zamanda gazeteci olan Erdal İzgi, mesleğin de verdiği refleksle olayların üzerine giderken, o gün yaptıklarını bugünle değerlendirmeye kalkışınca; Ne ara bozulduk? Sorusunu soramadan edemiyoruz.
Bir zamanlar bu ülkede belediye başkanları vardı. Koltuklarına değil, halkına yaslanan… Makamı zenginleşme aracı değil, sorumluluk yükü olarak gören… Rüşvet kokusu alınca geri çekilmeyen, tam tersine üstüne yürüyen insanlar. O insanlar, bugün yok. Ya da çok derinlere gömüldüler.
Baklava kutularından çıkan eurolar, gizli kasalar…
Ve ardından gelen tanıdık cümleler: “Siyasi kumpas”, “Karalama kampanyası”, “Bu bir iftira.”
Artık neredeyse her gün bir belediyeden kirli bir hikâye duyuyoruz. O kadar sıradanlaştı ki… Bir sabah gözaltı, öğleden sonra adliye önünde bir açıklama, akşam da sosyal medyada iki kutuplaşmış yorum. Ne öfke kaldı içimizde ne de utanma duygusu. Sanki herkes “bu çark böyle dönüyor” diye kabullenmiş.
Bugün İzgi gibi bir başkan hayal edebiliyor musunuz?