“MAL” BEYANIMIZ

Malum; bir konunun daha ülkece suyunu çıkardığımız yoğun günlerdeyiz. Gözler sosyal medya fenomenlerinde, kulaklar içine düştükleri durumun nereye varacağında. Toplumun neredeyse tamamının gününü geçirdiği sosyal medyada içerik üretip çok sayıda takipçi kitlesi toplayan birtakım fenomenler; uyuşturucu, kara para aklama gibi konularla haşır neşir olan suç örgütlerinin vitrini olmuş gibi görünüyorlar. Peşlerinden sürükledikleri takipçilerinin desteğiyle büyüyerek milyonlarca lira kazancın, nereye gittiği belli olmayan paraların sahibi olan fenomenlere yoğun inceleme sürüyor. Mali Suçlar Araştırma Kurulu Masak’ta 600 sosyal medya fenomeninin inceleme altında olduğu gelen haberler arasında.

Nasıl bu şekilde büyüyebiliyorlar diye düşünüyoruz değil mi? İşte “mal” beyanımız burada devreye giriyor. Sosyal medyada yaptıkları paylaşımlarını incelediğinizde, işe yarar tek bir etkileşim alamadığınız, gereksiz cümlelerle dolu; günlük yaşamlarını, nereden geldiği belli olmayan gelirlerini takipçileriyle paylaşarak zenginlik, aşırı lüks, eğlence ile göz boyayan ve zaman çalan insanlar ve onları seyreden “mal”larımız…

Bir kısım vatandaş şaşkın elbet… Son aylarda yaşanan yoğun ekonomik sorunlar, uçuşa geçen enflasyon, fırlayan döviz fiyatları, baş edilemeyen çarşı pazar masraflarına karşılık sosyal medyada birtakım insanların kazandığı milyonlar gözlerine sokunca, canım ülkemin televizyon dizileri ve sosyal medya paylaşımlarıyla uyuşmuş bir kısmı “Bende bir yanlış var demek ki, bak kazanan kazanıyor. Yetenek varsa, para var” dedi herhalde. Dünün; şalvarıyla yemek tarifi yapan kırmızı yanaklı ablası bir süre sonra Dubai’den, güzellik merkezlerinden paylaşım yapınca “Ne büyük yetenek” diye göründü onlara sanırım. Yılmaz Erdoğan’ın gişe rekorları kıran; 2005 yapımı Organize İşler ve 2019 yapımı Sazan Sarmalı filmlerini anlayarak seyretseydik keşke. Şu sosyal medyada “mal” olmadan da yaşayabiliriz yani. Tamam, kötü her zaman var ve olacak ama bu kadar da kolay çanak tutulmaz ki…

Eminim; sorgulamadan, körü körüne birilerinin peşinden gitmeyi bıraktığımız gün, iyiler kazanacak.

Bu arada; sosyal medyada yaptıkları paylaşımlarla olağanüstü faydalı etkileşimler sağlayan, takipçilerinin derdini dert edinmiş güzellik, seyahat, moda, teknoloji, sağlık veya eğlence gibi sektörlerde bilgileri ve aktardıklarıyla paydaşlarına yarar sağlayan tüm fenomenlere de kazandıkları her kuruş için “helal olsun” diyorum. O kazançlar da milyon dolar değil zaten ve hak edilmiştir…

Bir Sosyal Medya Danışmanı olarak, fikir ve destek verdiğimiz firmalardan gelen ilk talep her zaman “Aman hemen takipçi sayımızı arttıralım” şeklindedir. Hep savunduğum fikrin yansıması keşke böyle olmasaydı. Birdenbire büyüyen hesapların, fenomen olan profillerin bir kısmı şu an adliye koridorlarında, bir kısmı da korkudan eski paylaşımlarını silme derdinde. Yavaş yavaş, sindire sindire, sevdire sevdire, hak ede ede, dürüstçe büyümek iyidir, iyi!..

Yazarım tabi!..

Kısa süre önce kentege.com.tr haber sitesiyle internet haber yayıncılığına adım atan değerli gazeteci ağabeyim Necati Bahçeci’nin araması ve “Senin yazılarını da sayfalarımızda görmek isterim” deyişi bir onurdu benim için.

Sevgili Bahçeci; 20’li yaşlarımızda mesleğe yeni başlamış heyecanlı gençler olarak İzmir basınında, o günün çok değerli usta gazetecileri arasında kendimize yer bulmaya çalıştığımız günlerde, bazen omuz omuza bazen de birbirimize kafa göz dala dala mücadele verdiğimiz ama bu mücadeleyi sadece ve sadece “dürüst gazetecilik” yapmak uğruna yürüttüğümüz bir yol arkadaşıydı. Biz Necati ağabeyle kent Ege Haber sayfalarında da “dürüst gazetecilik” yapmak adına iş birliği yaparız elbet. Yazarım tabi, Necati Ağabey…

Kendime not…

Güzel söz, etkilendim… “Öldükten sonra ne kadar çabuk unutulduğunu bilseydin eğer, kimseye kendini beğendirmek için bu kadar çabalamazdın.“