
Yağmur değil, ihmal vurdu
Aliağa, Foça, Dikili ve Bergama’da altyapı yetersizliği bir kez daha ortaya çıktı
İzmir’in kuzey ilçeleri Aliağa, Foça, Dikili ve Bergama’da sabah saatlerinde etkili olan kuvvetli sağanak yağış, bir kez daha altyapı sorunlarını gün yüzüne çıkardı. Kısa sürede yollar göle döndü, ev ve iş yerlerini su bastı. Meteoroloji’nin günler öncesinden yaptığı uyarılara rağmen belediyelerin hazırlıksız yakalanması dikkat çekti.
Saat 09.00 itibariyle başlayan yağış özellikle Dikili ve Foça’da yaşamı olumsuz etkiledi. Dikili pazar yerinde esnaf, tezgahlarını korumak için kendi imkanlarıyla mücadele etti. Yağmurla birlikte birçok noktada mazgallar tıkandı, araçlar yolda kaldı, vatandaşlar belediyelerin yetersiz müdahalesine tepki gösterdi.
Bu sabah yaşanan tablo, bölge halkı için yeni değil. Son iki yılda özellikle kış aylarında tekrarlanan sağanak yağışlarda benzer görüntüler yaşandı. Her defasında “Altyapı güçlendirilecek” açıklamaları yapılmasına karşın kalıcı önlem alınmadı.
Vatandaşlar, belediyelerin geçici çözümler yerine kalıcı drenaj ve yağmur suyu hatları için yatırım yapmamasından şikâyetçi. Özellikle denize yakın bölgelerde yağmurla birlikte atık su hatlarının taşması, çevre ve sağlık risklerini de artırıyor.
Meteoroloji İzmir Bölge Müdürlüğü dün yaptığı açıklamada “yerel olarak kuvvetli, yer yer çok kuvvetli sağanak” uyarısında bulunmuş, ani su baskınlarına karşı tedbirli olunmasını istemişti. Ancak sabah saatlerinde başlayan yağmur, belediyelerin kriz planlarının kâğıt üzerinde kaldığını gösterdi.
Vatandaşlar sosyal medyada “Her yağmurda aynı manzara, altyapı hâlâ 1980’lerden kalma” ve “Yağmur değil, ihmal vuruyor” gibi paylaşımlarla tepkilerini dile getirdi.
Şehir planlamacıları ve çevre mühendisleri, İzmir’in kuzey aksında kapsamlı bir altyapı master planının şart olduğunu vurguluyor. Bölgedeki hızlı yapılaşma ve yetersiz yağmur suyu tahliye hatları nedeniyle küçük çaplı yağışların bile büyük hasarlara yol açtığına dikkat çekiliyor.
Uzmanlar, belediyelerin yalnızca “yağmur sonrası temizlik” değil, önleyici ve mühendislik temelli çözümlere yönelmesi gerektiğini belirtiyor.