DOLAR
42,5291
EURO
49,5628
ALTIN
5.744,63
BIST
11.007,37
Adana Adıyaman Afyon Ağrı Aksaray Amasya Ankara Antalya Ardahan Artvin Aydın Balıkesir Bartın Batman Bayburt Bilecik Bingöl Bitlis Bolu Burdur Bursa Çanakkale Çankırı Çorum Denizli Diyarbakır Düzce Edirne Elazığ Erzincan Erzurum Eskişehir Gaziantep Giresun Gümüşhane Hakkari Hatay Iğdır Isparta İstanbul İzmir K.Maraş Karabük Karaman Kars Kastamonu Kayseri Kırıkkale Kırklareli Kırşehir Kilis Kocaeli Konya Kütahya Malatya Manisa Mardin Mersin Muğla Muş Nevşehir Niğde Ordu Osmaniye Rize Sakarya Samsun Siirt Sinop Sivas Şanlıurfa Şırnak Tekirdağ Tokat Trabzon Tunceli Uşak Van Yalova Yozgat Zonguldak
İzmir
Yağmurlu
17°C
İzmir
17°C
Yağmurlu
Cumartesi Hafif Yağmurlu
18°C
Pazar Hafif Yağmurlu
17°C
Pazartesi Az Bulutlu
17°C
Salı Parçalı Bulutlu
16°C

Tuğrul Yemişçi

AK Parti İzmir 23. Dönem Milletvekili

    Köyleşen şehirleri şehirli yapmak!

    05.12.2025 15:32
    A+
    A-

    Ülkemiz nüfusumuzun 0/0 93 yaklaşık 80 milyonu il ve ilçe merkezlerinde, şehirlerde yaşıyor.

    Bu verdiğim rakamlar, TÜİK in son sayımına göredir.

    Kırsalda yaşayan nüfus artık şehirli olmuştur.

    “Köylü milletin efendisidir” (M. Kemal Atatürk.)

    Bu durumda köylü kalmadığına göre, milletin efendisi de kalmamış mı oluyor?

    Kırsaldaki işlerde, tarlada bağda, bahçede üretimde işçi sıkıntısı çekiliyor.

    1950/60’ların İzmir’i ve İstanbul’unu karşılaştırırsak.

    İstanbul’a gittiğimde insanların Türkçesinin İzmir’e göre daha değişik ve kulağa hoş geldiğini tespit ederdik.

    Hatta eğitim seviyesi ne olursa olsun, hiç fark etmez herkes bu güzel Türkçeyi konuşurdu.

    “İstanbul Türkçesi” ayrı bir yerdeydi.

    Küçük esnafından, ev hanımına, sokaktaki ayakkabı boyacısından şoförüne, süpürgecisinden çayhane garsonuna kibar ve anlaşılır bir güzel Türkçemiz konuşulurdu.

    Bu İstanbul özelliği zaman içerisinde kalmadı yok oldu gitti.

    Nasıl oldu?

    Anadolu’dan gelen hızlı ve yoğun göç sebebiyle, aslında İstanbul’un  sosyal hayatına ve kültürüne büyük baskı oluştu.

    Göçlerle gelenler şehirlerde ekonomik ve kültürel hakimiyeti ele geçirdiler.

    “Lahmacun devrimini” gerçekleştirdiler.

    Mutfak alışkanlığı, yerel üretim, (süt, peynir, yoğurt, yumurta ve kendi yiyeceği sebze meyve gibi) konuşma aksanı geldikleri yöre ağzı olarak kaldı. Hatta Türkçe bilmeyenlerde vardı.

    Elli yıl önceleri, kırsaldan şehre göç, bugünkü kadar yoğun değildi.

    Son yirmi yılda şehirlere gelenler geldiği yerdeki kültürü, azınlığa düşürdü hatta yok etti.

    Bunu şöyle örneklendiriyorum.

    Bir bardak çaya bir, iki hadi çok nadir de olsa üç şeker atıp karıştırabilirsiniz. Şeker erir çaya karışır.

    Fakat beş altı tane şekeri karıştıramazsınız.

    İşte bu misal, gelen göçler, yerli kültüre baskın çıktı.

    Köyden gelenler şehirlileşeceğine,

    Şehirdekiler adeta köylüleşti.

    Tüketim yönünden, yaşam tarzı ve sosyal yönden kendi hayat tarzı ve alışkanlıklarını şehre getirdi…

    Aslında yapılması gereken tam tersi

    “Köyleri şehirlileştirmek.”

    Olmalıydı.

    Şimdi çok mu geç kaldık?

    Belki süre uzamış oldu.

    Artık uzun seneler içinde şehirleri, şehirleştireceğiz

    Yorumlar

    Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu yukarıdaki form aracılığıyla siz yapabilirsiniz.