DOLAR
42,0611
EURO
48,5574
ALTIN
5.413,42
BIST
10.971,52
Adana Adıyaman Afyon Ağrı Aksaray Amasya Ankara Antalya Ardahan Artvin Aydın Balıkesir Bartın Batman Bayburt Bilecik Bingöl Bitlis Bolu Burdur Bursa Çanakkale Çankırı Çorum Denizli Diyarbakır Düzce Edirne Elazığ Erzincan Erzurum Eskişehir Gaziantep Giresun Gümüşhane Hakkari Hatay Iğdır Isparta İstanbul İzmir K.Maraş Karabük Karaman Kars Kastamonu Kayseri Kırıkkale Kırklareli Kırşehir Kilis Kocaeli Konya Kütahya Malatya Manisa Mardin Mersin Muğla Muş Nevşehir Niğde Ordu Osmaniye Rize Sakarya Samsun Siirt Sinop Sivas Şanlıurfa Şırnak Tekirdağ Tokat Trabzon Tunceli Uşak Van Yalova Yozgat Zonguldak
İzmir
Az Bulutlu
21°C
İzmir
21°C
Az Bulutlu
Pazar Çok Bulutlu
22°C
Pazartesi Parçalı Bulutlu
24°C
Salı Çok Bulutlu
24°C
Çarşamba Yağmurlu
21°C

Gürçeşme Durağından Bugüne

02.11.2025 20:30
A+
A-

Bir Dostluğun, Bir Ömrün Hikâyesi

Bazı dostluklar vardır…
Bir selamla başlar, bir ömür sürer.
Ne menfaat bulaşır araya, ne makam, ne mevki.
Zaman geçer, saçlar ağarır, yollar değişir ama o dostluk, çocuklukta atılan bir gülüş kadar sahici kalır.

Benim hikâyem de öyle bir dostluk hikâyesidir…
Gürçeşme Cami durağında başladı. Tozlu sokakların, bakkalın önünde paylaşılan çikolatanın, misket oynarken düşülen diz yaralarının arasında.
O mahalleden her geçtiğimde, çocukluğumun ayak seslerini duyarım hâlâ.
Bir yanımda doktor amcanın oğlu Necati Bahçeci, diğer yanımda terzi Ali’nin oğlu ben…
Hayatın bize hangi sınavları hazırladığını bilmeden, güneş batmadan evde olmanın derdindeydik sadece.

Sonra yıllar aktı…
Ben mücadeleye, Necati kaleme sarıldı.
Biri haberleri yazdı, diğeri haber oldu.
Ama ne zaman İzmir’e yolumuz düşse, bilirdik ki; Gürçeşme Camii’nin durağı hâlâ orada, çocukluğumuzu bekleyen bir nöbetçi gibi.

Hayat bazen serttir; insanı sınar, yolları ayırır.
Kimi sorumluluk yüklenir, kimi ailesine adanır, kimi kalemle mücadele eder, kimi duvarların ardında fikirlerini savunur.
Ama gerçek dostluk öyle kolay kopmaz.
Bir telefon, bir selam, bir eski hatır; yılların yükünü bir anda hafifletir.

Bugün dönüp baktığımda anlıyorum ki, dostluk sadece birlikte gülmek değilmiş; birbirini yıllar sonra bile anladığını hissedebilmekmiş.
Necati’nin haberlerinde toplumun vicdanını, kendi yazılarımda halkın sızısını görmek belki de bu yüzden bana hâlâ aynı heyecanı verir.
Çünkü aynı mahallenin çocuğuyuz biz…
Aynı taş sokaklarda yürüdük, aynı toprağa bastık, aynı değerlerle büyüdük.

Gürçeşme cami durağı, belki bugün modern otobüslerin gelip geçtiği sıradan bir yer gibi görünüyor.
Ama bizim için o durak, bir ömürlük vefanın adresidir.
Orada başlayan bir arkadaşlık, yılların sınavını verip bugüne kadar gelmiştir.
O yüzden, her karşılaşmamızda aynı cümle dökülür dilimizden:

“Gürçeşme cami durağından beri kardeşim…”

Bugün geriye dönüp baktığımda, o çocukluk günlerinde misket yerine sorumluluk taşıdığımızı görüyorum.
Artık elimizde top yok, kalem var; oyun değil, topluma karşı, mazimize karşı sorumluluklarımız var.
Ama içimizde hâlâ o saf çocukluk gülüşü duruyor.
Çünkü bazı dostluklar yaşla değil, hatırla büyür.

Necati bir gün şöyle demişti:

“Dostluk, geçmişin içindeki samimiyeti geleceğe taşıyabilmektir.”
Ben de aynı duyguyla söylüyorum:
“Biz hâlâ o camii durağının çocuklarıyız.”

Ve belki de bu yüzden, dostluk dediğin şey bir isim, bir adres değil;
Bir ömrün içinde silinmeyen bir izdir.

 

Yorumlar

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu yukarıdaki form aracılığıyla siz yapabilirsiniz.