BİZİM KÖY, KENT OLMUŞ MUDUR?

Birçok arkadaşım var; İzmirli veya İzmir’de görev yapmış, sonra bir vesile ile bu şehirden ayrılarak İstanbul, Ankara veya başka büyük illere gitmişler. Ara ara geldiklerinde aramızda hep aynı sohbet gerçekleşir : “İzmir, köy!..”

Arkadaşların ortak görüşü; İzmir’de uzun yıllar geçmesine rağmen değişen bir şey yoktur. Ne yeni yollar yapılır, ne modern kent olgusuna yaraşır bir değişim yaşanır. Hele hele şehrin silüeti gecekondu görünümünden uzaklaştırılamamıştır.

Eleştiriler, “İzmir’e gelişimizde şaşırmıyoruz; her yer aynı, kente girerken burnumuzun direğini sızlatan körfez kokusu hiç kesilmiyor.” şeklinde başlarken, Büyükşehir Belediye Başkanı Tunç Soyer ise “koku yok” diyor. Açıkçası ben de körfez kokusu almıyorum… Bir yakınım vardı; uzun yıllar tüp gaz fabrikasında çalıştı. Yıllar geçtikçe tüp kokusu almaz olmuştu. Benimki de o hesap herhalde; kokuyorsa da bana gelmiyor. Buna karşılık, körfezde yüzme hayalim yok. Son yağmurlarla oluşan sel görüntülerinin ardından denizde gördüğüm kirlilik, bize uzun yıllar daha Alsancak’ta deniz keyfinin mümkün olmadığını anlatıyor.

Emekli kenti

İzmir’i köy görenlerin yorumları genelde “emekli kenti olduğundan kaynaklı” şeklindeydi. Ununu elemiş eleğini asmış insanların yaşamak için seçtiği bu kentte ne gerek vardı büyük adımlara…

Zaman bu görüşü başka yöne çevirdi elbet. Gelişen dünya, modern kent kültürü, yoğun göç, hizmet beklentisinin yönünü değiştirdi. Bunun yanında plansız kentleşme politikaları, artan nüfus, göç dalgası ile doyuma ulaşan ve sınırları zorlanan İstanbul’dan sonra büyük şirketlerin gözdesi haline geliverdi bizim köy…

İşte size gökdelenli köy… Cazibe merkezi haline gelen canım köyümün o eleştirilen gecekondu silüeti, gökdelenlerle bezendi şimdilerde. İzmir liman arkası olarak bilinen ve İzmir Büyükşehir Belediyesi’nin Alsancak Limanı ile Karşıyaka Turan arasında kalan 550 hektarlık alanı 2014 yılında gökdelen yapımına açtığı bölge, şehirdeki çok katlı bina talebini ortaya çıkarıverdi. Bayraklı’ya kadar uzanan bölüm gökdelenler bölgesi olarak belirlendi ve İzmir bir anda şantiye alanına döndü.

Şu an Bayraklı, Bornova, Konak ve Karşıyaka sınırlarında 28 gökdelen tamamlanmış durumda, Alsancak-Turan hattında 16 gökdelen projesinin inşaatı devam ediyor ve bölgeye 10 adet daha gökdelen yapılması planlanıyor.

Peki bu denli değişime uğrayan, kenti Amerika’nın en çok iş merkezi ve gökdeleni barındıran Manhattan’la bir tutan bu duruma belediyecilik yönüyle ayak uydurulabilmiş miydi? Kentin silüeti gecekondudan gökdelene döndü ancak yol aynı yol, kent aynı kent. Plazalarda hemen hemen aynı saatlerde iş giriş çıkışı yapan binlerce insan bu aynı yolda kilitleniverdi. İzmir’in sakin trafiği son birkaç yılın dert küpü durumunda.

Ceket assan seçilir mi?

Son günlerde sık sık İzmir’in politik profili, “CHP’den başkası kazanamaz” tavrı sorgulanır oldu. “Ceketimi assam kazanırım” dan, “o ceketin içinde kim var?” seviyesine geçildi. Hem kentin genelinde hem de CHP yönetiminde başlıca konu bu… Adayın kim olduğu artık çok önemli ki, genel merkez İzmir’de memnuniyet ve popülerlik anketi yapılacağını, aday belirleme sürecinde bu durumun göz önüne alınacağını açıkladı. Sayın Tunç Soyer’de popülerlik konusunda sorun olacağını düşünmüyorum ancak memnuniyet kısmında biraz yorulacağı aşikar. CHP’nin yeni yönetiminin anket çalışması yapmak istemesi, “adayımız Tunç Soyer’dir” dememesi İzmir’de belediyecilik hizmetlerinden kuşku duyulduğunu ortaya koymuştur. Her ne kadar CHP Genel Başkanı Özgür Özel’in, kurultayda Kemal Kılıçdaroğlu’nu destekleyen Tunç Soyer’i gözden çıkardığı söylense de memnuniyet anketi ile halkın önüne atılması, geçmiş 5 yılın genel merkezce de olumlu bulunmadığı şeklinde yorumlanacaktır.

Bunun yanında; İzmir Büyükşehir Belediye Başkanlığı seçimlerinde AK Parti adaylarının 2010 yılında yüzde 30,3, 2014’te yüzde 35,9 ve son olarak 2019 yılında yüzde 38,6 oy alarak yıllar içinde artış yönelimine geçmesi, CHP’nin kalesi olarak görünen İzmir’de sosyal demokrat kesimin endişesi olarak ortaya çıkmaktadır. Artık İzmirli de “ceketin içinde kim var?” diye sorgulamakta.

Genel merkezin anket çıkışına, hizmetlerle cevap vermeye çalışan Tunç Soyer’den gelen açıklamalar da dikkat çekici. Katıldığı bir televizyon programında “5 yıldır mutfağı toparlıyorduk, artık salonda yemek vermek istiyoruz “ diyen Başkan Soyer, geçen 5 yılda altyapı için çabaladıklarını, artık kenti modernleştirecek çalışmalara aday olduklarını söylüyor.

Son yağmurlarla yaşanan sel baskınları, 5 yıldır altyapı hizmetlerini sürdürdüklerini söyleyen Tunç Soyer için eksi yazar mı? Genel merkezin memnuniyet anketiyle biz de; Tunç Soyer başkanlığında İzmir Büyükşehir Belediyesi geçen 5 yılda altyapıyı toparlamış mı? Toparladıysa İzmirli’ye anlatabilmiş mi? Halkı memnun edebilmiş mi? Hep birlikte göreceğiz. İzmir’de şu an ciddi anlamda “Koy birini seçilir” anlayışından vazgeçilmesi gerektiği savunuluyor. Herkes ceketin içindekini görme derdinde.

Köy de olsa, kent de… İzmir bizim ve hizmet bekliyor. Hem de eksik bırakılan bir çok konusuyla…