Belediyeler çalışanlarının maaşını niçin vermezler?

Yerel yönetimlerin önemini, oturduğumuz evde, yaşadığımız şehirde canlı görüyoruz.

Toplanmayan çöp, akmayan su, bozuk yollar, kaldırımlar bize bir fikir veriyor. Çalışan veya çalışmayan belediye hakkında. Denetlenmeyen esnaf, kaldırımları işgal eden satıcı veya otomobiller.

Hepsi de belediyenin yapması gereken ödevler.

Yağmur yağınca basan sel. Olmayan kanalizasyon veya kokan şehir. Kanalların pisliği veya arıtmasız deşarj edilen sular.

Bunları da belediyelerin görevlerinden saymışlar.

Pislikle, sinekle haşeratla mücadele, kedi köpek içinde görevleri sıralanmış.

Ayrıca oturduğumuz binaların, çalıştığımız yerlerin ve çarşıların sağlam olup olmadığının kontrolü onların görevleri içinde.

Yangına, sele itfaiye teşkilatı, parklar bahçeler, meyve sebze halleri ve pazar yerleri belediye hizmetlerinden bazıları.

Daha da uzatabiliriz.

Belediyeler tam hayatın göbeğindeki kurumlarımız.

Spor, kültür sanatı da katabiliriz.

Ez cümle ekonomi, şehrin tanıtımı ve benzerlerini da ekleyelim.

Bu kadar geniş görevleri olan belediye kurumları kendi yasa ve yönetmelikleri ile belirlenmiş işleri devlet memuru ve işçi statüsündeki personeli ile yapıyorlar.

Halkın seçtiği Başkan ve Meclisleri, kurumun başındaki yetkileri ve görevleri kanunla belirlenmiş kişilerce yönetiliyorlar.

Bu kadar uzun açıklamadan sonra tabii ki bu işlerin yapılabilmesi için Belediyelerin gelirleri olması gerek.

Onlar da yasalarla sağlanmışlar.

Emlak vergileri, gelir vergileri den aldıkları paylar, imar gelirleri, merkezi bütçeden aktarılanlar. Resmi harç ve diğer vergi gelirleri, ilan gelirleri ve sorumlu oldukları işleri yaptıklarından gelirleri sayabiliriz.

Belediyeler bütçelerini yaparlarken 3 yıllık tahmini gelir gideri ve yapılacak hizmetler giderleri ve gelirlerinizde hesaplayıp geniş kapsamlı bütçe ile ilk önce her partiden üyesi olan bütçe komisyonunda tartışıp olgunlaştırıyorlar ve belediye meclisine sunuyorlar.

Burada meclis üyeleri tartışıp son şeklini vererek o yılın bütçesini bağlıyorlar.

Artık tüm belediyenin daireleri, müdürlükleri bu bütçe fasıllarına göre harcama ve hizmetlerini yapıyorlar.

Gider kalemleri içinde birde çalışan personelle ilgili SGK primleri ve gelir vergileri var. Bütçelerde büyük bir yer tutuyor.

Bu giderler, devlet kurumlarına, çalışanlarından dolayı ödeyecekleri paralardır.

İşte tam da burada işler biraz saptırılıyor.

Bilerek yapılan ödememezlik.

Nasıl olsa devlet bizi idare eder mantığı.

Çoğu belediye işte bu SGK ve Maliye borçlarını ödemeyip aksine kendi geliri gibi görüp, başka yerlere harcıyorlar.

Bu günkü “belediye silkelemesi budur.”

Yanlış kardeşim, devlet olarak bana olan borcunu öde ki bende kendi bütçemden onu hizmetlere ve emekliye, sağlığa bilmem eğitime vb. verebileyim.

Bunu zamanında doğru dürüst yapan belediye hiç mi yok.

Hayır aslında iktidar, muhalefet birçok belediye bunu düzgün yapıyorlar.

Fakat bazıları iyi yönetemeyenler ise devlete borç takıp ödeyemiyorlar.

Hatta günümüzde olduğu gibi çalışan personelin maaşlarını bile ödemiyorlar.

Çoğu da, sosyal demokrat partili olduklarını iddia eden belediyeler.

Yani biz işçinin, memurun emekçinin partimizi lafta söyleyenler.

Efendim, Ankara’daki kurumlar niye alacaklarını istiyorlar bırakın bizi borç kaça çıkarsa çıksın…

Böyle olabilir mi?

Dürüst çalışana ceza değil mi? Gününde ödeyenler neci?

Bütçende önceliğin, Özel Kalem giderleri, ağırlana gideri, böcek çiçek gideri vb.sosyal yardımları abartır öne alırsan, küçük çaplı hizmet kalemlerini yandaşlara ihalesiz

Verirsen, (kanunların müsaade ettiği rakam kadar)

Geziler,

Şaibeli yüksek fiyatlı maliyetli ihaleler.

İşte bu gibi işler önceliğin ve tercihin olursa belki bir daha ki seçime adam ve oy kazanırsın ama o belediyeyi de batırırsın!

Peki ne olacak?

“Hem paran yok hem de ayran içmeye tahteravalli ile gitme kardeşim.”

Aşırı derecede personel al, türlü yollarla şirketler kur. O şirketler babanızın çiftliği ya. As kes batır.

Hesap soran nasılsa yok ( belediyenin ticari şirketi )

Sene sonunda sermayesini bitirsin zarar etsin.

Belediye bütçesinden her yıl başında bu şirketlere para aktar ve siyasetini yürüt.

Kimin parasıyla? HALKIN parasıyla.

Daireler al, yüksek maaşlar hem yöneticine hem diğer çalışan elit saydığın (aslında ekibinden yandaş) personele ver.

Sonuç;

Devlet malı ….ye Mehmet ye.

İşte öyle değil..

Bir gün devlet halkın parasının hesabını illaki sorar.

Hukukla sorar.

Bugün olduğu gibi.

Boşuna dememişler beytül male el uzatılmaz.

Değil almak, çalmak iç etmek.

Küçücük bir ihmalin bile hesabını gün gelir sorarlar.

Dürüst olamayacaksan bu gibi kutsal halka hizmet makamlarına heves etme kardeşim.

Sen bulunmaz Hint kumaşı mısın?

Hesap verme sırası, sana da muhakkak gelir.

Öbür dünyadakiyle karıştırma.

Bu dünyada yaşarken sorarlar.

Aman ha….

İlk önce emekçinin hakkını teri kurumadan ver.