Ormanlarımız yine yanıyor.
Ciğerlerimiz tutuşuyor, yeşilimiz kararıyor, hayvanlar kaçamıyor ve insanlar gözyaşları ile izliyor.
Bu tabloya karşın, bazıları için bu durum bir siyasi tartışma konusu!
Orman yangınları haberi duyulu duyulmaz, sosyal medyada, ekranlarda, aynı ezberler dönüyor;
Uçak yok, yetersiz önlemler, hükümet uyuyor, bakan istifa..
Parmaklarını çalıştıran vicdansızlar klavye yangınları çıkarıyor.
Oysa, yangın bölgesinde, sahada kimler var?
Alev savaşçıları.
Onlar bu tartışmanın derdinde değil. Çünkü zamanları yok. Kendileri savunamayacak kadar meşguller. Onların tek derdi bir ağacı daha kurtarmak.
Evet gerçekler küller altında kalmamalı.
27 uçak, 105 helikopter, 14 İHA ve 25 bini aşkın personel.
Aslında bu sayılar rakamdan ibaret değil. Az ya da çok. Önemli olan, toplumsal sorumluluk.
Eleştiri adına söndürme çalışmalarına katılanların emeğini yok saymak, sosyal medyada nemalanmak, siyasi algı oluşturmak mı? Vatan severlik!
Oysa işin ucunda bir ağaç, bir yuva, bir can kurtarmak varken, bu tür haksız eleştirileri yapanlardan vicdan kırıntısı beklemek mümkün değil.
Bu yıl da 14 can vatan uğruna feda oldu. Bunları görmeyen güruha yuh olsun.
2025, tarihe yalnızca doğal afet değil; yanlış bilgiyle, yalanla mücadeleye de sahne olarak geçiyor. Toplam yangın sayısı ve yanan alan, geçtiğimiz yılların çok ötesinde.
Evet, eksikler olabilir. Hata yapılabilir. Ama suçlu arayacaksan, ilk bakacağın yer yangını çıkaran ihmaller olmalı; söndüren değil.
Şimdi değil, daha sonra değil;
Yangın varken, eleştiri gölgesine alınmadan önce…
Biraz vicdan biraz insaf.
Önce bir alkış, bir saygı duruşu: Alev savaşçılarımıza.