Çaresizlik veya tüm alternatiflerin bittiği durumlarda kullanılan “denizin bittiği yer” deyiminin hikayesi şöyle;
Aylarca süren deniz yolculuğunda gemide salgın hastalık nedeniyle kaptan ve tayfalar dahil birçok yolcu ölür. Geriye kalan yolcular kaptansız gemiyi nasıl yüzdüreceklerini düşünürlerken, içlerinden biri birkaç denizcilik terimi kullanarak yolcuları ikna eder ve kaptan olarak dümene geçer. Bir süre yol aldıktan sonra büyük bir sarsıntı ve gümbürtüyle irkilen yolcular güverteye fırlar. Bir de bakarlar ki, gemi kayalıklara saplanmış. Sözde kaptanın başına üşüşürler. Bu yaptığın ne, hani sen kaptandın? Diye üzerine çullanırlar. Zavallı adam linç edilme korkusuyla yüksek bir yere fırlar, mahcup ve perişan vaziyette şöyle der;
–Arkadaşlar “deniz bitti!” Ben n’apabilirm ki? İşte bu ibretamiz hikayeden sonra denizin bittiği yer deyimi literatüre geçer.
Siyasi arenada ve sosyal medya gruplarında yapılan tartışmaları acı bir tebessümle izledikten sonra denizin bittiği yerin Bodrum olduğuna kanaat getirdim. Aksini düşünen varsa lütfen beni ikna etsin ki biraz içim ferahlasın. Durumumuz aynen böyle. Acı reçete olmadan bu gidişat düzelmez. Herkes tezgahını kurmuş, Bodrum kimin umurunda? Vaziyet bundan ibaret. Deve kuşu gibi başımızı kuma gömmenin alemi yok.
Herkes zülfü yâre dokunmamak veya fincancı katırlarını ürkütmemek için bu acı tabloyu görmeyerek siyasi- ideolojik ayrıştırma taktikleriyle işi götürmeye çalışıyor. Ancak atladıkları bir konu var, artık mızrak çuvala sığmıyor. Aklı selim sahibi her “gerçek Bodrumlu” işin farkında. Bu sefer herkesin işi zor. Hele adayların işi daha zor.
Elinde, madde madde üzerinde çalışılmış, finans çözümleri ve fizibilitesi yapılmış sürdürülebilir, ayağı yere basan projeleri olmayan adayların işi bu sefer zor. Stratejik bir yol haritası ve vizyoner bakış açısı olmayan aday adaylarına şunu söyleyebilirim; lütfen Bodrum’un kaderiyle oynamayın. Bu iş şakaya gelmez, Bodrum’u yönetmek artık teknik uzmanlık işidir. Yarımada’nın tüm sorunlarını beş yıl içinde çözecek veya yoluna sokacak iradeniz, yeteneğiniz ve argümanlarınız yoksa lütfen gölge etmeyin, başka ihsan istemeyiz.
Bodrum’un sorunları gerçekten çok büyüdü. Yerel mantık ve imkanlarla altından kalkılacak boyutları aştı. O nedenle sorunlarımız sıradan iyi niyetli doğaçlama gayretlerle çözülme aşamasını çoktan geçti. Hele bütçe derseniz, yeni kaynaklara yönelmeden yerel bütçeyle rutin çarkı anca döndürebilirsiniz.
Demem o ki; hangi partiden olursa olsun, aday adaylarının bin defa düşündükten sonra bu ateşten gömleğe talip olmaları gerekir. Aksi taktirde hem Bodrum’un kaderiyle oynamış olur, hem de kendisini yıpratmış olur. Son olarak herkes kaldırabileceği yükün altına girsin.