DOLAR
42,5291
EURO
49,5628
ALTIN
5.744,63
BIST
11.007,37
Adana Adıyaman Afyon Ağrı Aksaray Amasya Ankara Antalya Ardahan Artvin Aydın Balıkesir Bartın Batman Bayburt Bilecik Bingöl Bitlis Bolu Burdur Bursa Çanakkale Çankırı Çorum Denizli Diyarbakır Düzce Edirne Elazığ Erzincan Erzurum Eskişehir Gaziantep Giresun Gümüşhane Hakkari Hatay Iğdır Isparta İstanbul İzmir K.Maraş Karabük Karaman Kars Kastamonu Kayseri Kırıkkale Kırklareli Kırşehir Kilis Kocaeli Konya Kütahya Malatya Manisa Mardin Mersin Muğla Muş Nevşehir Niğde Ordu Osmaniye Rize Sakarya Samsun Siirt Sinop Sivas Şanlıurfa Şırnak Tekirdağ Tokat Trabzon Tunceli Uşak Van Yalova Yozgat Zonguldak
İzmir
Az Bulutlu
17°C
İzmir
17°C
Az Bulutlu
Pazartesi Parçalı Bulutlu
16°C
Salı Parçalı Bulutlu
15°C
Çarşamba Çok Bulutlu
15°C
Perşembe Parçalı Bulutlu
16°C

Buca’dan geleceğe bir miras

30.04.2025 18:31
A+
A-

Bazen bir sokaktan geçerken, tanıdık bir koku gelir burnumuza. Henüz adını koyamadığımız bir ezgi çalar kulağımıza, içimizi bir sıcaklık sarar. İşte o an, aslında geçmişin bize dokunduğu andır.

İzmir böyle bir şehir

Ama Buca…

Buca başka.

Buca, sadece bir ilçe adı değil. Buca, bir yolculuğun son durağı.

Belki de bir halkın yeniden doğduğu yer. Balkanlar’dan, göç yollarının tozuyla, denizlerin hırçın dalgalarıyla gelen binlerce insanın gözyaşıyla sulanmış bir toprak.

Ve her gözyaşı, burada bir fidana dönüşmüş.

Dedelerimiz, ninelerimiz; yanlarına sadece birkaç eşya değil, bir ömürlük acılarını da alarak geldiler. Bir mendilin ucuna sarılmış hatıralar, sandıklarda saklanan sararmış fotoğraflar, kaybolan diller, unutulmaya yüz tutmuş türküler…

Her biri İzmir’e, özellikle de Buca’ya can verdi.

Çünkü Buca, onları kucakladı.

Kendine benzetmedi, onlara kendini benzetti.

Bugün İzmir’in sokaklarında yürürken; bir börek kokusunda, bir bakışta, bir kelimenin telaffuzunda hâlâ Balkanlar var.

Bornova’da da var, Karşıyaka’da da…

Buca’da bu geçmişin kalbi daha gür atıyor.

Çünkü Buca, göçün ilk duraklarından biri, ilk gözyaşı, ilk umudun adresi…

Göç, sadece bir yer değiştirme değil. Göç, hafızadır. Her nesil, biraz daha uzaklaşsa da o ilk büyük göçün izinden, gönüllerde hep bir yerlerde Balkan kalır. Ve bizim görevimiz, bu hafızayı unutturmamak.

Bu hafızayı yaşatmak için Balkan dernekleri, yıllardır büyük bir mücadele veriyor.

Sadece folklor gösterileriyle ya da müzikle değil; dil kurslarıyla, arşiv çalışmalarıyla, sosyal etkinliklerle, gençleri kökleriyle buluşturan projelerle… Çünkü biliyorlar ki, unutulan kültür, kaybedilen kimliktir.

Bu anlamda, İzmir’de öne çıkan derneklerden biri de Balkan işadamları derneği.  Yıllardır özveriyle çalışan bu dernek, Rumeli kültürünü yaşatmakla kalmıyor; aynı zamanda dayanışmanın, paylaşmanın ve birlikte üretmenin ne demek olduğunu da genç nesillere aktarıyor. Dernek Geçmişte birçok büyük organizasyona imza attı.

Başkan İsmail Karaduman, yalnızca bir yöneticiden ibaret değil. O, köprü. Geçmişle bugünü, kültürle aidiyeti, gelenekle geleceği birbirine bağlayan bir nefer…

İsmail Karaduman’ın önderliğinde yapılan çalışmalar, aslında Balkan göçmenlerinin Türkiye’ye olan bağlılığının ve katkı sunma iradesinin canlı birer kanıtı.

Bu insanlar yalnızca geçmişlerini değil, geleceklerini de koruyorlar.

Bayrağına saygılı, vatanı için gözünü kırpmadan elini taşın altına koyabilecek, gerektiğinde canını verecek kadar bu ülkeye bağlı nesiller yetiştiriyorlar.

Bir ayağı Balkanlar’da olan, diğer ayağıyla bu topraklara sımsıkı basan bir anlayışla…

Gönüllerinin bir köşesinde hâlâ o ilk göç gününün gölgesi durur belki, ama yüreklerinde Türkiye’ye ait olmanın kıvancı, sorumluluğu ve inancı vardır.

Onlar bilirler ki, bu topraklarda sadece yaşamak değil, yaşatmak da gerekir.

Kültürü, vefayı, birlikte yaşamı ve en önemlisi, bir milleti millet yapan değerleri…

Yıllar geçti. Nesiller değişti.

Bu şehir, o göçün izlerini silmedi.

Tam tersine sahip çıktı. Dernekler, bu hafızanın taşıyıcısı oldu.

Hâlâ eksik olan bir şey var: birlik. Eğer İzmir’deki tüm Balkan dernekleri aynı masa etrafında toplanabilirse, bu sadece kültürel bir kazanım olmaz. Aynı zamanda gelecek için güçlü bir adım olur. Kültür siyasetin de, toplumsal değişimin de taşıyıcısıdır.

Unutmayalım; bizler sadece geçmişin çocukları değiliz. Biz, aynı zamanda geleceğin emanetçileriyiz. Buca’daki her taşın altında bir hikâye yatıyor. O hikâyeleri yaşatmak, bizim en temel sorumluluğumuz.

Çünkü bazı şehirler, sadece şehir değildir.

Bazı sokaklar, sadece yollar değildir.

Ve bazı insanlar, sadece göçmen değildir.

Onlar, bir milletin hafızasıdır.

Ve Buca… o hafızanın kalbidir.

Yorumlar

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu yukarıdaki form aracılığıyla siz yapabilirsiniz.